Bir yazılım ekibinin parçası olmak

Her çalışan özellikle kariyerinin ilk zamanlarında yeni bir organizasyona veya mevcut organizasyon içindeki bir başka ekibe dahil olacağı zaman kaygılar taşır. Bu kaygılar genellikle ekiple iyi anlaşıp anlaşamama, verilen görevleri yerine getirip getirememe etrafında şekillenir. Peki bu kaygılarla nasıl baş edilir?

Safa Gayret
4 min readJan 27, 2024
Görsel kaynağı: freepik.com

Özellikle uzun zamandır aynı organizasyonda çalışıp, yeni bir organizasyona geçecek olanlarda veya ilk iş deneyimi öncesinde bu kaygılar kendini gösterir. Bu yazı kaygıları tamamen ortadan kaldırmayacaktır, çünkü bu kaygılar varoluşsal ve insanidir. Ancak belki bu yazı biraz olsun kaygıların şiddetini ve ömrünü azaltır.

Daha önce butik yazılım şirketlerinde de çalıştım, uluslararası çok dilli yazılım şirketlerinde de çalıştım. Yaptığım çıkarımlar kendi tecrübelerime dayalıdır.

Organizasyona güvenin

Butik bir yazılım şirketi veya uluslararası çok dilli yazılım şirketleri hangisi olursa olsun yazılı ya da yazılı olmayan bir oryantasyon protokolü vardır. Oryantasyon, çayınızı kahvenizi nereden alacağınızdan, repostory’leri clone’layabilmek için kimden yetki talep edeceğiniz bilgisine kadar kapsamlı bir süreçtir.

Kulağa inandırıcı gelmese de tüm organizasyonların yeni ekip üyesini mevcut ekiple kaynaştırma alışkanlığı vardır, başarılı veya başarısız böyle bir alışkanlığı olmak zorundadır. Organizasyonlar bizlerden maksimum verim almaya odaklıdırlar. Bunun için de bir an önce mevcut ekibin bir parçası olmamızı isterler.

Ekibe yeni dahil olan bir çalışanın da arzusu budur. Yani tüm taraflar bir an önce güçlü bir iletişim kanalı kurup iş akışını yoluna koymak isterler.

Yeni ekip üyesini ekibin bir parçası yapmak büyük ölçüde organizasyonun görevidir. Bu süreçte organizasyonun izlediği politikalara güvenip, gelen direktifleri uygulamak en akıllıca davranış olacaktır.

“Ya işe adapte olamazsam, ekibin bir parçası olamazsam” kaygıları iştahınızı veya uykularınızı kaçıracak boyutlara gelmemeli. Sizden verim almak, sizi ekibinin bir parçası yapmak bırakın organizasyonun sorunu olsun. Siz iletişime ve yeni bilgilere açık olun yeter.

Senin işe, onların işçiye ihtiyacı var

Evet hemen hepimizin tek gelir kaynağı emeğimiz karşılığında hesabımıza yatan maaş. Bu insanın üzerinde baskı oluşturuyor. Kiranı, kredi borçlarını, temel hayati ihtiyaçlarını bu maaş ile karşılıyorsun. Bunun üzerinde baskı yaratması çok normal ama şunu hiçbir zaman unutmaman gerekir, senin o işe ihtiyacın olduğu kadar o organizasyonun da senin emeğine ihtiyacı var.

Bu kadar rahat olursam beni kovmazlar mı?

Genellikle yeni mezunken bu tarz kaygılarımız oluyor. Ama ben şimdiye kadar, olağan akış planında “personel kovmak” olan bir organizasyon görmedim. Personel kovmak olağanüstü bir durumdur. Birçok organizasyon bunu tecrübe dahi etmemiştir. Elbette yüz kızartıcı, kanunlara aykırı davranışları bu genellemelerin dışında tutmak gerek.

Bir organizasyon kovmak için adaylarla görüşmez, onlarla mülakat yapmaz, onlara rol vermez. Amaç üzüm yemektir bağcıyı dövmek değil. Siz eğitimini aldığınız şeyi ve organizasyonun sizden beklentilerini yerine getirin yeter. Kimse sizi kovmaz. İşle ilgili iştahınızı veya uykularınızı kaçıracak kadar kaygılı olmanız sağlıklı bir organizasyon tarafından onaylanacak bir durum değildir. Çalışma masanıza gözyaşı dökmeniz sağlıklı bir organizasyonun arzu edeceği bir şey değildir.

Organizasyonu tanıyın

Yazılım organizasyonlarında genellikle ilk iş günlerinde kritik olmayan, organizasyonu, organizasyonun kod yapısını, kültürünü tanımaya yönelik basit (tutorial) görevler verilir. Bu görevleri yerine getirirken ekip arkadaşlarınızdan onları darlamayacak kadar yardım isteyin, iletişim kurun. Ekip arkadaşlarınızı izleyerek organizasyonun size vaad ettiği geleceği gözlemleyebilirsiniz. İlk iki ay organizasyon ve çalışan için deneme sürecidir, eğer ilkelerinize uymayacak bir organizasyona dahil olmuşsanız bunu anlamak için iki ay süreniz var.

İstekli olun, ama kendinizi hırpalamayın

Organizasyonun bir parçası olmak için hangi kabiliyetlere sahip olmanız gerektiğini anlayın ve bu kabiliyetlerinizi geliştirmekle ilgili çaba gösterin. İstekli olun, yeni mezunsanız akşam eve geldikten sonra bir saat kadar kendinize ev ödevleri verip pratikler yapın ama bu kadar. Kendinizi kanıtlamak için fiziksel veya ruhsal sağlığınızı riske atmayın.

Sorular sorun

Organizasyon genellikle sizi bir ekibe bağlar ve bazen beraberinde doğrudan bir çalışanı, oryantasyon sürecinizi kolaylaştırmak için görevlendirir. İlgili kişilere sorular sorarak merak ettiklerinizi öğrenin. Organizasyonun çalışma biçimini kısa sürede kavrayın. Ama Google’a sorarak ulaşabileceğiniz yanıtlar için insanları meşgul etmeyin.

Soru sorarken çekinmemek için kendinize uygulayacağınız filtre bu olmalı, eğer Google’da aratarak sahip olacağım bir bilginin peşindeysem bunu birine sormamalıyım. Ama Google’ın size yardım edemeyeceği bir konuda kafanız karıştıysa hiç çekinmeden sorun, sizin oryantasyon sürecinizin kısa sürmesi ekibiniz için de bir başarıdır. “Win win” durumu yani.

İşi bitirin kendinizi değil

Özellikle yeni mezunların yaptığı en büyük hatalardan biri, günlerce içerisinden çıkamayacağı, tam olarak anlayamadığı karmaşık durumları, rüyalarına girecek kadar dert edinmeleri ama çözüme de kavuşturamamaları. İş buralara gelmeden birinden yardım istemek sağlığınız ve organizasyon için daha doğru olacaktır. İş bitirmek baştan sona kimseden yardım almadan konuyu kapatmak değildir. Konuyu maksimum kazançla kapatmaktır. Etrafınızdaki insanların uzmanlıklarından istifade edin diye siz bir ekibin parçasısınız. Öyle olmasa neden bir ekibe dahil edilesiniz ki.

Onlar da bir zamanlar sizin gibiydi

Dahil olacağınız ekipteki büyüklere saygı ve hatta hayranlık beslemeniz çok doğal ancak sık sık onların da bir zamanlar sizin gibi yeni mezun olduğunu kendinize hatırlatın. Siz de bir gün onlar gibi olaylara hakim ve iş bitiren biri olacaksınız. Onların tecrübelerinden istifade edin, onları kafanızda ulaşılmaz, insanüstü bir yerde konumlandırmayın.

--

--